Bireysel Emeklilik Sistemi'nin zorunlu versiyonu bizim için yeni olsa da aslında sistemin hayatımıza girişi 2001 yılında çıkarılan 4632 sayılı kanuna dayanıyor. Bu tarihten beri yürürlükte olan yasayla ilgili bir takım değişikliklere gidilmesiyle birlikte yeni sistem ortaya çıkıyor. Kesinti oranları, yaş, statü, gönüllü giriş gibi ölçütlerde yapılan bazı köklü değişiklikler, artık Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi olarak bilinen düzeni hayatımıza sokuyor.
1 Ocak 2017 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan otomatik ve zorunlu Bireysel Emeklilik ile ilgili bilmeniz gerekenler aşağıda detaylıca anlatılıyor.
Zorunlu Bireysel Emeklilik Nedir?
Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi, çalışma hayatının içinde aktif olarak bulunan vatandaşların, çalıştıkları süre zarfında aylık kazançlarının bir kısmını biriktirerek emeklilik sonrası kullanılabilir hale getirme amacına dayanıyor. Bu sayede vatandaşların, çalıştıkları dönemde sahip oldukları refah seviyesini emeklilik sonrası da aynı biçimde sürdürmelerine olanak sağlanmış oluyor. Bunun yanında zorunlu BES, yarattığı uzun vadeli finansal kaynak bakımından da son derece avantajlı bir sistem olarak hayata geçiyor. Zorunlu Bireysel Emeklilik söz konusu özellikleriyle, var olan Sosyal Güvenlik Sistemi'nin önemli yapı taşları arasındaki yerini alıyor.
Zorunlu Bireysel Emeklilik'e Kimler Tabi?
Yeni resmi tasarı ile birlikte 45 yaşın altında olan ve kamu ya da özel sektörde çalışan herkes Bireysel Emeklilik Sistemi'ne otomatik olarak dahil oluyor. Bireysel olarak sisteme dahil olmamayı tercih etmek gibi bir seçenek mevcut değil. Öte yandan kişinin, iki aylık bir sürenin sonunda sistemden çıkma hakkı bulunuyor. Sistem, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına özel olarak işliyor. Türkiye'de çalışan yabancı uyruklu kişileri ise kapsamıyor.
Zorunlu BES'e ilk etapta çalışan sayısı fazla olan kurumlar dahil edildi. Söz konusu süreç halihazırda kademeli olarak devam ediyor. Bu kapsamda ilk olarak 1000 kişi ve üzerinde çalışan sayısına sahip kurumlar 1 Ocak 2017'de sisteme dahil oldu. Bundan sonra sırasıyla;
- 1 Nisan 2017'de çalışan sayısı 250 ila 1000 kişi arasında olan,
- 1 Temmuz 2017'de çalışan sayısı 100 ila 250 kişi arasında olan,
- 1 Ocak 2018'de çalışan sayısı 50 ila 100 kişi arasında olan,
- 1 Temmuz 2018'de çalışan sayısı 10 ila 50 arasında olan,
- 1 Ocak 2019'da çalışan sayısı 5 ila 10 kişi arasında olan şirketler dahil oluyor
Kesinti Miktarı Ne Kadar?
Zorunlu bireysel emeklilik şartları söz konusu edildiğinde en çok merak edilen konuların başında çalışanlardan alınacak katkı payı miktarı geliyor. Söz konusu miktar kişinin bireysel kazancına göre değişiklik gösteriyor. Yani sabit olarak belirlenmiş bir prim miktarı bulunmuyor. Bir başka deyişle kazancınız arttıkça ödeyeceğiniz prim miktarı da artıyor.
İşveren katkı payının bulunmadığı Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi'nde prim tutarı, brüt maaşınızın yüzde 3'ü oranında hesaplanıyor. Örneğin eğer aylık brüt maaşınız 2.000 lira ise sizden her ay 60 lira katkı payı alınıyor. Bu noktada asgari kesinti miktarı 50 lira olarak belirlenmiş. Yani aylık kazancınız kaç lira olursa olsun sizden minimum 50 lira BES katkı payı alınıyor. Azami prim kesintisi ise 399 lirada sabitlenmiş. Maaşınız çok daha yüksek olsa bile, zorunlu BES'in kazancınızdan keseceği miktar 399 lirayı geçemiyor. Kesilen tüm bireysel emeklilik primleri, maaş gününden bir gün sonra emeklilik kurumuna aktarılıyor.
Söz konusu katkı payı oranları gerek görüldüğü taktirde Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilebiliyor. Bugün yüzde 3 olarak belirlenen oran, yarın herhangi bir nedene bağlı olarak iki katına çıkarılabilir ve aynı şekilde yüzde 1 oranına kadar düşürülebilir. Yapılacak kesinti yüzdesini belirleme yetkisi tamamen Bakanlar Kurulu'nun inisiyatifinde kalıyor.